Yazı: Simay Engür
Firavunlar diyarı
Mısır’ın cüretkar Kraliçesi Kleopatra’nın kedi gözleri hala üzerimizde! Onun çetrefilli hayat hikayesi kadar, tarzı da hem modayı hem de sinema tarihini derinden etkilemeye devam ediyor. Kleopatra tarzı saç kesimi, zamansızlığın izini sürerken, kıyafetleri ve aksesuarları Alexander McQueen, Givenchy, Mary Katrantzou ve Roberto Cavalli başta olmak üzere birçok moda devinin baş ilham kaynaklarından. Elbette ki 1963 yapımı Cleopatra filmini de unutmamak gerekiyor. Elizabeth Taylor’ın eşsiz performansı ve filmdeki muhteşem kostümleri sayesinde Nil Nehri’nin ebedi kraliçesi, soyut bir mitolojik karakter olmaktan çıkıyor.
Elizabeth Taylor’ın başrolde oynadığı Cleopatra’nın başarılı kostümleri, Mısır Kraliçesinin stilini tarihi bir soyutlamadan arındırıp birçok tasarımcının geçmişle kesişen tasarımlarında zamansız bir yer edindi.
Herkesin prensesi
80’ler ikonu denildiğinde aklımıza şüphesiz ki Prenses Diana geliyor. Onun kraliyeti ekarte eden başına buyrukluğu, her seferinde halkın sevgisini katlayarak artırdı. Diana’nın moda tahtının yegane prensesi olmasının en büyük nedeniyse, stiliyle yalnızca tasarımcıları değil; birçok dünya yıldızını hala etkiliyor olması. Roberto Cavalli’nin 2017 İlkbahar/Yaz Koleksiyonu’nun çizgileri Lady Di zarafetine gönderme yapmıştı. Isabel Martin’in tasarımlarından eksik olmayan parlak kumaşlarsa, Diana’nın vazgeçilmez kumaş seçimlerinden geliyor. Prensesin Japonya ziyareti sırasında giydiği ceket elbisesi Hailey Baldwin; ikonik Cannes görünümüyse genç oyunculardan Elle Fanning’le yeniden canlanıyor. Popüler kültür gezegeninde, Lady Di ikonik hayaleti uzun yıllar aramızda dolaşmaya devam edecek gibi görünüyor. Çünkü o halka mal olmuş bir prenses!
İktidar oyunları
Ekselansları, henüz hayattayken Londra Kulesi’nde sergilenen kıyafetleriyle tüm dünyanın ikonu oldu! I. Elizabeth yani tarihteki bir diğer ismiyle ‘Bakire Kraliçe’ aynı zamanda efsanevi Anne Boleyn’in de kızlarından biri. Ateş kırmızısı saçlarından eksik etmediği göz alıcı başlıklarıyla iktidarını; iffetin sembolü olan incilerle saflığını ortaya koyan I. Elizabeth’in en ikonik sembollerinden biri de Anka Kuşu uçlu kolyesi. Kraliçenin dar korsajları ve büyük yakalıkları Martin Margiela, Vivienne Westwood ve özellikle Alexander McQueen gibi markaların da her daim ilham panosunda. Tabii ki kraliçesinin aykırı kalıpları Jean Paul Gaultier’nin çizgisini de beslemeye devam ediyor. Batı’nın Rönesans uçarılığını, kabarık omuzlu ve fırfırlı elbiselerde görmek mümkün!
Neredeyse podyum tozu yutan tüm yakalıkların derininde, Bakire Kraliçe’nin tarzı yatıyor diyebiliriz. Cate Blanchett’in kraliçeyi canlandırdığı Elizabeth: Altın Çağ filmiyse, tam anlamıyla barok kumaşıyla dokunmuş bir moda ziyafeti. Kostümleriyle, Oscar’a layık görüldüğünü de hatırlatmak gerekiyor.
Pastada payı var!
Fransa kralı XVI. Louis’nin biricik eşi Marie Antoinette yıllarca şımarık bir kadın edasıyla akıllara kazındı. Üzerine bir nevi kara leke gibi yapışan ve aslında gerçekliği son derece muamma “Ekmek bulamazlarsa, pasta yesinler!” sözüyle tarih kitaplarında defalarca kez kara kraliçe olarak ilan edildi. Ancak şunu söyleyebiliriz ki, Marie Antoinette moda cephesinde tam bir asi! Kraliyet ailesinin tüm ideallerini yıkarak, ilk olarak korsaj giymeyi reddetti. Tarzıyla, barok estetiğini şatafatın kollarından kurtardı. Son derece abartılı ve kabarık saçlarını, hasır şapkayla taçlandırdı. Floral desenler vazgeçilmezi ve konik topuklar onun yere sağlam basan tavrı oldu. Sizin anlayacağınız Marie Antoinette otoriteye başkaldıran tavrını, kıyafetlerine taşıyarak moda pastasından son derece özgün bir pay miras bıraktı!
Marie Antoinette’in her daim çok renkli kişiliğini kıyafetlerinden görebilirsiniz. Özellikle Chanel’in 2013 Cruise koleksiyonunda, Barok dönemden ışınlanmış; ancak rock star edasıyla güncellenmiş modeller asi kraliçeye selam göndermişti!
Kirsten Dunst’ın canlandırdığı Marie Antoinette filmi, çiçek bahçelerinden ilham alan kostümleriyle moda dünyasında çok konuşulan yapımlardan.
Yaşlandıkça daha ikon
Başörtüsü, transparanın artan trend hacmi ve şu anki durdurulamaz neon çılgınlığı. Çağın yaşayan ikonu şüphesiz ki Kraliçe Elizabeth! Geçtiğimiz ay gerçekleştirilen New York Moda Haftası’nın yağmurla imtihanı, Rodarte’nin defile sırasında dağıttığı şeffaf şemsiyelerle çözüme kavuştu. Kraliçe’nin tarzının en vazgeçilmez parçasının kuş kafesi şeklindeki transparan şemsiyeler olduğunu söylememize gerek yok, sebebiyse dışarıda dolaşırken herkes tarafından tanınabilmek! Yeni asilzadelerden Sussex Düşesi Meghan Markle’ın stilini konuştuğumuz günlerde bile, İngiliz monarşisinin tek moda oyuncusunun hala 92 yaşındaki Kraliçe Elizabeth olduğunu inkar edemeyiz. Nedeniyse çok açık; onun görkemli neon moru döpiyesleri ve özellikle Londra Moda Haftası’nı ön sıradan takip eden ve etkileyen otoritesi, önümüzdeki yüzyılların moda çarkını da çevirmeye yetecek gibi görünüyor. Sen çok yaşa kraliçem!