Fulya İlkmen, Bebek’te kurduğu atölyesinde, kendi tasarladığı soyut desenlerini deri ve ipek kumaşlara aktarıyor. Sonbahar/Kış 2013-2014 için hazırladığı ilk koleksiyonunda insan bedeninin formundan, renklerin ve desenlerin armonisinden, bütünlük ve parçaların yarattığı tezatlıktan ilham alıyor.
İlkmen, üniversitede aldığı işletme eğitiminden sonra asıl yapmak istediği disiplinin tasarım ve moda olduğuna karar veriyor. İtalya’daki dünyaca ünlü ‘Istituto Marangoni’de moda tasarımı eğitimi aldıktan sonra Bebek’te kendi atölyesini kuruyor. Aileden gelen bir gelenek olarak çocukluğu kumaşlarla geçen İlkmen, kumaşlarını kendisi tasarlıyor. Sert kumaş ve soyut desenleri, yumuşak ve naif kumaşları birlikle kullanan İlkmen, formlarda maskülen detaylarda ise feminen bir çizgiyi yakalıyor. Her bir detay üzerinde özenle çalışan İlkmen’in tasarımlarını taşımasını istediği kadın:
“Rahat, doğal ve her duruma ayak uydurabilen; kıyafetlerinin veya dış görüntüsünün arkasına saklanmayan, kendini rahat ve özgürce ifade etmek için giyinen bir kadın. Ve tabii, renk ve desenden asla korkmayan…”
Model ve blogger Martha Graeff’in 2013 New York Fashion Week günlerinde taşıdığı İlkmen’in tasarımı “Hurts Like Heaven” ceketi, kendi favorileri arasında yer alıyor.