Yazı: Baran Alışkan
Kalp atışlarınızı hızlandıran, sizi bulutların üzerinde hissettiren ve şairane sözcüklerle ayağınızı yerden kesen biriyle tanıştınız. Halbuki daha önce böylesi bir aşkın yalnızca masallarda olacağından adınız kadar emindiniz. Dev bir kırmızı gül buketine benzeyen bu duygular sizin için de yabancı olabilir. Evet, gözlerinizle görmeseniz inanmazdınız ama tam karşınızda. Gerçek bir romantik ve muhtemelen hayatınızın aşkı, değil mi? Üzgünüz ama kalbiniz yanlış alarm çalıyor olabilir. Hikayenizin mutsuz sonla bittiğini varsayarsak; karşınızda usta bir manipülatör olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Yine de her şeye rağmen gerçek aşkın peşindeyseniz ‘love bombing’ konusunda konuşmamız lazım. Beklenmeyen bir anda karşınıza çıkan muhtemel aşığınız, sizi ilk gördüğü anda ‘biz birlikte olmak için yaratıldık!’ temalı konulardan ve gelecekteki mutlu yuvanızdan bahsetmeye başladığında aslında tüm parçalar yerine oturacak… Aşk bombardımanı olarak Türkçe’ye çevrilen kavram, ilgi ve sevgi gösterileriyle bir kişiyi etkileme girişimi olarak tanımlanıyor. Başkalarının hayatında güç elde etme amacıyla kullanılan bu yöntem, manipülatif hamlelerle başarıya ulaşıyor. Yoksa, tanıdık mı geldi? Merak etmeyin, yalnız değilsiniz…
BİRKAÇ TANIDIK AŞIK
Yakın gelecekte final yapsa da romantik ilişkilere şüpheyle bakmamızı sağlayan bir hikayeden yola çıkıyoruz. Netflix’in You adlı dizisi, Penn Badgley’in hayat verdiği Joe Goldberg karakteriyle ‘love bombing’ kavramına daha dikkatli yaklaşmamızı sağladı. Hikaye tamamlanmış olsa da henüz diziyi izlemeyenler için sıradaki satırların heyecanınızı kaçırabileceğini belirtelim. Joe Goldberg, kadınlara saplantılı bir şekilde aşık olmayı alışkanlık haline getirmiş bir karakter olarak karşımıza çıkıyor. Tüm manipülatif tavırlarıyla kadınlara tamamen planlanmış şekilde yaklaşıyor ve onları kendisinin ideal bir partner olduğuna dair ikna etmek adına elinden geleni ardına koymuyor. Öyle ki dış etkenleri lehine çevirecek kadar da akıllıca oynuyor bu oyunu. Elbette hikaye çoğu kez başarıya ulaşsa da partnerler için pek iyi sonuçlandığını söyleyemeyiz. Çünkü gerçek aşktan söz etmek olanaksız. Joe, bunu reddetse bile… Tüm masal Goldberg’ün kıvrımlı beyninin yarattığı bir senaryoya göre işliyor. Finalde şahit olduklarımızsa hepimiz için büyük bir sürpriz. Bir başka örnek ise geçmiş yıllarda hayli popüler olan Fi dizisi. Ozan Güven ve Serenay Sarıkaya’nın canlandırdığı başrollerin paylaştığı aşk, Can Manay karakterinin kurguladığı bir evrende doğan zararlı bir masaldan başkası değildi. Belki tekrar düşündüğümüzde favori aşk hikayelerimizden biri olan Aşk-ı Memnu’nun Behlül’ünü de ‘love bombing’ ustası olarak tanımlayabiliriz. Ne de olsa tüm heyecanıyla süregelen bir yasak aşkın başrolü olmasına rağmen, büyük aşkı Bihter finalde kendini bir kurban olarak bulmuştu. Hem de Behlül, Bihter’in üvey kızıyla evleneceği anlarda. Son pişmanlık neye yarar? Evet, Behlül kaçar… Peki ya, Christian Grey’e ne demeli? Çok satan ve çok izlenen Grinin Elli Tonu serisinin başrolü de bu konuda pek fena sayılmaz. Neyse ki hikayenin sonu ikili için iyi bitmiş ve Grey kendini ‘love bombing’ ustası olarak görülmekten kurtarmıştı.
BİRAZ HIZLI GİTMİYOR MUYUZ?
Sevmenin ve sevilmenin istek değil, bir ihtiyaç olduğunu kabul ediyoruz. Buna yalnızca romantik anlamda değil, sosyal anlamda da ihtiyacımız. Fakat aşka olan tutkumuza karşı kendi duygularını daha çok önemseyen ve romantik duygularımızı kötüye kullanmak isteyen kişiler olduğu da bir gerçek. Evet, ilk bakışta bir aşk bombardımanına maruz kalıp kalmadığınızı anlamak zor. Çünkü karşınızda çok bir iyi dinleyici ve her zaman duymak istediklerinizi söyleyerek hayatınıza adım adım yerleşmeyi hedefleyen biri olabilir. Gösterişli ya da pahalı hediyeler, fazla romantik jestler, durmaksızın iletişimde kalma çabası, bitmek bilmeyen bir ilgi… Bu en önemli işaretlere, ihtiyacınız olduğu veya olmadığı her an yanınızda olma başarısını da ekleyebiliriz. Daha da önemlisi kısa süre içinde ‘mutlu gelecek planları’ kuran biri ise işte bu sizin en büyük işaretiniz demektir. İçinizden ‘bir dakika, biraz hızlı gitmiyor muyuz?’ diye sorabilirsiniz ama gönül ferman dinlemiyor. Bu aşk yolculuğuna çoktan çıktınız bile, değil mi?
Aşk bombardımanı olarak Türkçe’ye çevrilen kavram, ilgi ve sevgi gösterileriyle bir kişiyi etkileme girişimi olarak tanımlanıyor. Başkalarının hayatında güç elde etme amacıyla kullanılan bu yöntem, manipülatif hamlelerle başarıya ulaşıyor.
USTA İŞİ GELECEK PLANI
Sıradaki durakta biraz soluklanalım. Belki de biraz geçmişe dair düşüncelere dalabiliriz. Düşünün, ondan duyduğunuza mutlu olduğunuz hayalleri daha önce ona siz söylemiş olabilir misiniz? Yanıtınız ‘evet’ ise iyi birer dinleyici olduklarını hatırlamalısınız. Dinleme kabiliyetlerini manipülatif yetenekleriyle birleştirerek tam da arzuladığınız geleceğe kendilerini ustaca yerleştirebilirler. Bu sayede sizi bu hayale ikna etmek daha da kolay hale gelir. Kendi yarattıkları peri masalının başrolü, sizi tüm kötülüklerden ve olumsuzluklardan korumayı da görev olarak kabul ediyor. Ne de olsa sizi mutlu hissettirmek ve duymak istediklerinizi söylemek onların işi. Aşk bombadırmanı ustalarının gerçek yüzünü henüz görmediğiniz için bu peri masalı devam edebilir ama ya sonra? Uzman Klinik Psikolog Sidal Çetin, narsist aşığınızın egonuza oynayarak sizi dünyanın en özel insanı olduğunuza inandırdığını söylüyor ve ekliyor: “Sizi ve yeteneklerinizi abartarak bir anda ideal bir aşık gibi davranabilirler. Her durumda yanınızda olabilir ve bunu herkesin içinde de yapmaya devam edebilirler. Aynı zamanda size bütün ‘en’leri sunabilir ve onun hayallerinizdeki sevgili olduğuna inandırabilirler. Siz de zamanla bu haz veren duruma bağımlı olabilirsiniz.” Peri masalınız doludizgin devam ederken zamanla aile ve sosyal ilişkileriniz zayıflayabilir. Ne tesadüf! Bunun sebebiyse muhtemelen bir şekilde ilişkilerinizi zayıflatılıyor olması. Doğal olarak, sağlıklı bir destek alabileceğiniz sosyal çevrenizden uzaklaştığınızda ona bağımlılığınız artık bir zorunluluğa dönüşüyor. Uzm. Kl. Psk. Sidal Çetin, narsist aşığın birinci sıraya geçmek için ne gerekiyorsa yapabileceğini söylüyor ve şöyle devam ediyor: “Çünkü onlara göre her zaman kazanan ve birinci kendileridir. İçlerinde dolduramadıkları bir boşluk ve derinlerde utanç ve aşağılık duygusuna sahip olmaları mümkün. Bu kişiler karşılarındaki kişiyi o kadar değersizleştirir ve eleştirir ki en sonunda duygusal olarak kendine bağımlı kılar. İlgi ve sevgi yoksunluğuna düşen bağımlı kişilikler ise ne olursa olsun onları bırakmamak için uğraşır. En nihayetinde karşımıza birbirinden kopamayan ‘narsist-bağımlı’ ilişkisi çıkar.” Aynı zamanda bu manipülasyonu bir psikolojik şiddet olarak da değerlendirebiliriz diye yorumluyor. Dikkat, bir sonraki aşamada ise kendinizi değersiz hissedebilirsiniz.
(S)ONSUZA KADAR MUTLU
Ruh eşiniz olduğunu iddia eden usta-sahte aşığınız, size en nihayetinde ulaştıktan sonra bir sonraki evreye geçebilir. Ani bir değişimle birlikte iletişimi aksatabilir, koparabilir veya bir süre ortalıktan kaybolarak sizi yokluğuyla sınayabilir. Standartlarınızı hayli yüksek seviyelere çıkarttığı için bu ani sevgisizlik ve ilgisizlik karşısında yoksunluk çekebilir ve kendinizi suçlayabilirsiniz. Bugüne dek size verdikleri tüm sevgi ve ilgiyi geri alma vakti maalesef çoktan geldi. Uzm. Kl. Psk. Sidal Çetin, daha önce hiç deneyimlemediğiniz bir aşk ve ancak Hollywood filmlerinde bulunacak partner için o andan itibaren çaba göstereceğimizi öngörüyor. “Mağdur, bu noktada o eski güzel günlere dönmek için narsist sevgiliye sunabileceği her şeyi ortaya koymaya başlar.” Çünkü mükemmel giden bu ilişkide gelinen noktada hatayı kendinizden başka birinde arayamazsınız, değil mi? O sırada usta-sahte aşığınız yeni bir hedefin peşine düşmüş olabilir ya da tuzağı fark etmemeniz için yeni bir strateji planlıyor olabilir. Kontrolü kaybetme noktasında ise işler pek de yolunda gitmeyebilir. Gerçek bir peri masalında olmadığınızı söylemiştik. Hikayenin sonunda, böylesi hesaplı eylemlerin gerçek sevgiden nasibini almamış olduğunu söylemek mümkün. Yine de sizi o kadar da tanımayan birinin gösterişli sevgi şovlarına fazlasıyla inanmıştınız. Unutmayın, gerçek olamayacak kadar güzel bir şey varsa muhtemelen gerçek değildir. Tüketim çılgınlığının ve tüketme alışkanlığının aşklara ve ilişkilere sirayet ettiği bu çağda, mükemmel kişiyi bulduğunuzu düşündüğünüz anda bir adım geri çekilip ‘yoksa?’ diye düşünmek zor. Görünüşünüz, çekiciliğiniz, enerjiniz, zekanız ve başarılarınızdan bahsedilmesinin gururunuzu okşaması da çok doğal. Büyük bir aşkın odağında olmak ise çoğumuzun hayali. Tüm bunları göz önünde bulundurarak, sınırlarınızı belirlemeyi unutmayın ve karşınızdaki kişinin gerçek hislere sahip olup olduğundan emin olun. Ve kendini tüm hayatını sizi bekleyerek geçirdiğini söyleyen, romantik bir aşık olarak tanıtan ve pembe panjurlu bir gelecek hayali kuran kişilere itibar etmeyin. Biliyorsunuz, önce love bombing sonra muhtemelen good bye darling!
Bu kişiler karşılarındaki kişiyi o kadar değersizleştirir ve eleştirir ki en sonunda duygusal olarak kendine bağımlı kılar. En nihayetinde karşımıza birbirinden kopamayan ‘narsist-bağımlı’ ilişkisi çıkar.