Gebelikte oruç konusu ramazan ayında birçok hamilenin başını karıştıran bir husustur. Gebelikte oruç tutulabilir mi? Oruç bebeği nasıl tesirler? Gebelikte oruç tutulursa nelere dikkat edilmelidir? Ve buna misal birçok soru… Bayan hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Meral Sönmezer gebelikte oruç ile ilgi tüm merak edilenleri yanıtladı.
”Tek taraflı beslenmeden kaçınılmalı”
‘’Gebelik devrinde beslenme, bebeğin anne karnındaki gelişimi için epey değerlidir. Tek taraflı beslenmeden kaçınılmalı, protein, karbonhidrat, yağ, vitamin ve minerallerden uygun oranda alınmalıdır. Olağan yaşantımızda da istikrarlı ve sağlıklı beslenmek kıymetlidir. Lakin gebelik devrinde bütün bu besin hususlarının gereksinimi daha da artar. Vitaminler açısından epeyce güçlü olan zerzevat ve meyvelerin günlük tertipli olarak tüketilmesi gereklidir. Ayrıyeten gebelik devrinde su tüketimi de epey değerlidir. ”
‘’Hamilelikte uzun mühlet aç kalmak bedenimizi değerli oranda etkilemektedir. Yetersiz kalori alındığında kan şekeri düşer ve kişi kendini halsiz ve yorgun hisseder. Bu durumun uzun sürmesi halinde kısa periyodik baygınlıklar görülebilir. Kan şeker düzeyinin düşmesiyle yağ hücrelerinin yıkımı başlar. Bu durum bedende keton artışına neden olur. Bilhassa hamilelerde bedende keton artışının uzun müddet devam etmesi bebeğin beyin gelişimini etkileyebilmektedir. Yetersiz beslenme durumlarında annenin kan hacminde de azalma olur. Buna bağlı olarak bebeğe giden kan akımı da azalır. Bu da uzun sürdüğünde bebekte gelişme geriliğine neden olabilmektedir.”
”Amnion sıvısının azalması erken doğun açısından risk teşkil etmektedir.”
‘’Ramazan ayında aç kalma müddeti sahurdan iftara yaklaşık 16- 17 saat civarındadır. Bu kadar mühlet aç kalmanın yanı sıra susuz kalmak da hamileleri olumsuz etkileyebi lmektedir.Vücudumuzun 4/3 ünün su olduğunu düşündüğümüzde 17 saat susuz kalmak bizi ziyadesiyle tesirler. Anne adayı kâfi su içmediğinde beden suyunda azalma olmaktadır. Bu da kan hacmini azaltacağından düşük tansiyon ve çarpıntıya neden olabilir. Anne adayının az su tüketmesi amniyon sıvısı dediğimiz bebeğinin anne karnında rahat hareket etmesini sağlayan sıvının da azalmasına neden olabilir. Amnion sıvısının azalması erken doğun açısdından risk teşkil etmektedir. Su alımının azalmasının bir öbür tesiri de idrar yoğunluğunun artması ile birlikte idrar yolu enfeksiyonu ihtimalinin artmasıdır. Uzun mühlet devam eden idrar yolu enfeksiyonları da erken doğuma neden olabilmektedir.”
Oruç tutmak isteyen hamilelerimizin gebelik haftası, gebeliğinin riskli olup olmadığı, anne adayının genel sıhhat durumu ve bebeğin genel sıhhat durumu epey kıymetlidir. Oruca başlamadan evvel gebeliklerini takip eden doktorla kesinlikle görüşmeli ve onun tekliflerine uymalıdırlar.”
İslamiyetin kolaylık dini olduğunu söyleyen Op. Dr. Meral Sönmezer “ dinimizde zorlama yoktur. Gebelikte oruçla ilgili birçok hadis ve ayet bulunmaktadır. Bilhassa hamile ve emzikli bayanlar için oruç ibadetinin ertelenebileceği, daha sonra yerine oruç tutulabileceği bilinmektedir. Bu sebeple kendinizi ve bebeğinizi riske atacağını düşündüğünüz bir durum var ise oruç tutmayı doktorunuza müracaatınızı şiddetle öneririm. Unutmayalım bebeğinizin sıhhati büyük oranda sizin sıhhatinize bağlıdır.” Diyerek oruç konusunda hamilelerin dikkatli davranması gerektiğini belirtti.
“ Oruç ibadetinin kutsallığı tartışılmaz. Doktoruyla görüştükten sonra oruç tutmak isteyen hamilelerimizin bilhassa sahur ve iftar ortasında süreyi çok düzgün değerlendirmeleri gereklidir. Bir gün boyunca almaları gereken tüm besinleri bu müddette yerine koymaları hayli kıymetlidir. İftar açarken çok yağlı ve şekerli besinlerden uzak durulmalıdır. Günlük almaları gereken süt ve süt eserleri, yumurta, et, tavuk, balık ve kuru baklagilleri her gün farklı çeşitlerde alarak günlük protein gereksinimini karşılamalıdırlar. Tatlı isteğini karşılamak için yemekten en az 1 saat sonra, mevsim meyveleri ya da sütlü tatlılar tüketilmelidir. Bedenin bir gün boyunca muhtaçlık duyduğu 2 litre suyu sahur ile iftar ortasındaki müddette kesinlikle tüketmeleri gereklidir.”
‘’Her meslektaşım üzere ben de anne adaylarımın inançlarına sonsuz hürmet duyuyorum. Bununla bir arada hekimliğin gereği olarak önceliğimiz her vakit anne ve bebeğin sıhhati olmalıdır. Dinimiz de bize bu bahiste kolaylıklar sağlamıştır. Anne ve bebeğin sıhhat durumu değerlendirildikten sonra uygun haftadaki hamilelerin oruç tutması uygun bulunabilir. Bu müddet zarfında bebeğin ve annenin durumu yakından takip edilmeli ve risk teşkil eden bir durum varsa oruca orta verilmelidir. Sonuç olarak bebeğiniz ve sizin için en gerçek olana doktorunuzla birlikte karar vermelisiniz . Tüm anne adaylarımıza sağlıklı ve hoş doğumlar diliyorum.”
