Son dönemlerin enerjisini yansıtan beş farklı marka, beş farklı girişim! Hepsinin kendine öz hikayesi bulunuyor. Canlılığı, yeniliği, özgürlüğü yansıtan beş farklı marka ile bir araya geldik.
Hazırlayan: İrem Özbay
MOVOM SWIMWEAR
Buket Sarar/Kurucu Ortak
“Küçük hikayeleri ve anlamları olan unsurları kullanmak, koleksiyonumu olduğundan daha da özel kılıyor benim için.”
Buket Sarar, Yeditepe Üniversitesi Moda ve Tekstil Tasarımı bölümü mezunu. Bir süre film ve reklam sektöründe sanat yönetmeni olarak çalıştıktan sonra, yaratma tutkusunun peşinden gidiyor ve markası ortaya çıkıyor. Parlak ve dokulu kumaşlar hükümdarlığı Movom SwImwear, hem nostaljik hem modern tasarımlarla plajın stil kodlarını baştan yazıyor.
Hikayeniz nasıl başladı?
Movom’un ilk mayo koleksiyonunu 2015’te çıkardık. Koleksiyon kısa sürede beklemediğimiz kadar ilgi gördü. Hem özenle tasarlanmış parçalarla farklılaşmayı hedefliyor; hem de kalıplarımızla giyenlerin farklı vücut tiplerini en iyi şekilde göstermek için çalışıyoruz. İçinde kendini hem rahat hem de tarz hissettiren parçalar yapmak idealimiz.
Marka isminize nasıl karar verdiniz?
Özel bir anlamı yok. Yumuşak, kulağa hoş gelen, aynı zamanda palindromik bir kelime yaratmak istedik ve Movom’u bulduk.
Movom Swimwear ile ilgili en büyük hayaliniz ne?
Türkiye’de kazandığımız ilgiyi global olarak da elde etmek ve bir dünya markası olmak diyebiliriz.
Tasarladığınız mayo, bikini ve plaj kıyafetlerinde genellikle canlı renkler ve cesur bir stil göze çarpıyor. Tasarımlarınızda nelerden ilham alıyorsunuz?
Birçok farklı şey bana ilham oluyor. Mesela bu seneki koleksiyonumuzda siyah ve beyaz üçgen bikininin olmasının sebebi; annemin 80’li yıllarda giydiği siyah ve beyaz üçgen bikiniler veya pembe bir bikininin rengi bu seneki tasarımlarımda kullandığım bir renge ilham verdi. Aynı şekilde anneannemin 50’lerde giydiği çok şık bir mayo, bu sezonun büzgülü modeller için esin kaynağı oldu. Grace Kelly’nin ‘To Catch a Thief’ filminde giydiği kısa kollu bir kimono ise bu seneki ‘Reversible Kimono’muzun hikayesini yazdı. Bunlar gibi benim için küçük hikayeleri ve anlamları olan unsurları kullanmak, koleksiyonumu olduğundan daha da özel kılıyor benim için.
2022 plaj modasıyla ilgili sizden birkaç tüyo istesek? Bu yaz en çok hangi model ve renklerde mayo ve kimonolar göreceğiz?
2022 trendlerinde pastel renkler, bağcıklı modeller ön planda. Bikiniler daha da küçülüyor, Brazilian model artık Türkiye’de de oldukça yaygın kullanılmaya başlıyor. Crochet bikini modası da birkaç sene sonra geri dönüyor. Ayrıca desenli, uzun yarasa kol kimonolar, matching pantolon ceketler oldukça popüler.
Sizin 2022 koleksiyonunuzun teması ne olacak?
Bu sezon ‘2022 Sacred Vibrations’ koleksiyonumuzda; plaj modasının yanı sıra kimono, ceket, elbise gibi parçalara da büyük ölçüde yer verdik. İki koleksiyon da birbiriyle harmoni içinde mistik, feminen, biraz da vintage bir hava yansıtıyor. Mayo ve bikinilerimizde ise bu sezon büzgü detayına çok yer verdik. Çok canlı ve heyecan verici renkler kullandık.
Tasarımlarınıza nereden ulaşabiliriz?
Online mağazamız movomstore.com’dan ulaşabilirsiniz. Diğer satış noktalarımız hakkında sitemizden bilgi alabilirsiniz.
Tasarımlarınızın fiyat aralığı nedir?
1800 lira ile 3000 lira arasında değişiyor.
ANATOLIANCRAFT
Bilge Can/Kurucu
“AnatolianCraft ürünlerini giyilebilir sanat yatırımı olarak görüyorum. Hepsi birer işlenmiş hikaye…”
Bilge Can, İstanbul Teknik Üniversitesi mimarlık BÖLÜMÜ mezunu. Kendisi gibi mimar olan eşiyle yıllarcA çalıştıktan sonra çocuklarının doğmasıyla çalışmaya ara veriyor. İş hayatına girişimcilikle dönüyor ve büyükannesinin sandığının derinliklerinden ilham alarak ‘AnatolIanCraft’ markasını kuruyor. Geleneksel motiflerle modern çizgileri birleştiren, Anadolu’nun renklerinden ilham alan el yapımı terlikler Türkiye’nin her köşesinden zanaatkarların izlerini taşıyor.
Hikayeniz nasıl başladı?
Markanın hikayesi benim çocukluk yıllarıma uzanıyor. Evimizde büyükanneme ait antika bir sandığımız vardı. Sandığın içinde ipek kumaşlar, işlemeli yorganlar, tığ işi perdeler, elle boyanmış porselen takımları, kısacası kocaman büyülü bir dünya vardı. Bütün bunların altında gizli, işlemeli ayakkabıları görmemle her şey başlamış oldu. Markamı yaratırken en büyük ilham kaynağım çocukluğumda gördüğüm o ayakkabı oldu. Yıllar sonra, 2016’da AnatolianCraft ile günümüzdeki aynılık denizinde kendini farklı kılacak, rafine, nadir parçalara yatırım yapmayı tercih eden kadınlara seslenmeye başladım. Bugünün dünyasına geçmişin güzelliklerinden bir dokunuş yapmaya çalışıyorum. Geleneksel bir mirası modern şekilde yorumlamak ama aynı zamanda nostaljik havasını korumak tasarımlarımın temelini oluşturuyor. AnatolianCraft ürünlerini bir giyilebilir sanat yatırımı olarak görüyorum. Hepsi birer işlenmiş hikaye…
Markanızın ismine nasıl karar verdiniz?
Markam, birçok farklı kültürün kaynaşma noktası olmuş bu coğrafyanın ciddi anlamda etkisi altında. Anadolu’nun tarihinin, sanatının, zanaatının, kültürünün, güzellik anlayışının yıllar sonra canlandığı ve tekrar bir araya geldiği bir platform aslında, ismini de buradan alıyor.
AnatolianCraft ile ilgili en büyük hayaliniz ne?
Her kadının gardırobunda bulunmak gibi bir hayalimiz yok. Fakat dileğim, bir kadının çok kıymet verdiği, kızına hatta belki torununa miras bırakabileceği bir giyilebilir sanat eseri markası olmak.
Göz alıcı desenlere sahip ve ruhu olan terlikler üretiyorsunuz. Üretim süreci nasıl işliyor?
Türkiye’nin çeşitli yerlerinde zanaatkar kadınlarla çalışıyor, Anadolu’ya ait el sanatları tekniklerini kullanıyoruz. Balıkesir yöresine ait ‘Balıkesir Pullusu’, Kahramanmaraş’ın ‘Sim Sırması’, Bartın ve Beypazarı’nın ‘Tel Kırması’, ‘Kurdele Nakışı’ ve ‘Boncuk İşi’ bunlarda birkaçı. Bu tekniklerde ustalaşmış zanaatkarlar tarafından ayakkabılarımız kasnaklarda işleniyor.
Tasarımlarınızda nelerden ilham alıyorsunuz?
Sanki hayatı yaşarken bazı detaylar bana göz kırpıyor. Komşumun mimoza ağacı, Topkapı Sarayı’ndaki bir detay veya yadigar bir örtünün köşesindeki vurulduğum bir işçilik benim ilhamım olabiliyor. Doğa benim için büyük bir ilham kaynağı; ağaçlar, çiçekler ve tabii ki hayvanlar… Ayrıca yaşadığım şehir İstanbul, Anadolu kültürü, okuduğum kitaplar, seyahatlerim…
Markanıza nereden ulaşabiliriz?
Beymen mağazalarında ve Dubai’deki Mall of the Emirates’deki That Concept Store’da ürünlerimiz mevcut. Wolf&Badger, Maison Orient ve web sitemizden ise ürünlerimize online olarak ulaşabilirsiniz. İlk showroom’umuzu ise yazdan önce İstanbul Koşuyolu’nda açacağız.
Tasarımlarınızın fiyat aralığı nedir?
4649 lira ile 6649 lira arasında değişiyor.
SERIES 7.83 JEWELLERY
Tuğçe Temuçin Ügümü/Kurucu Ortak
“Kapalıçarşı’nın zanaatkarlarının her birinin kendinden önceki ustalardan el almış olması, tasarımlarımızın ilhamını da kendi içinde taşıdığını gösteriyor.”
Uzun yıllar turizm sektöründe ve e-ticaret sitelerinde yöneticilik yaptıktan sonra Tuğçe Temuçin Ügümü, tutkusunu işine dönüştürmeye karar veriyor. Mücevher tasarlamaya karar verdiği günlerde yolu ortağı Kemal Şenmenek ile kesişiyor. Şenmenek, yıllardır mücevher markaları için pırlanta ticareti yapıyor ve ‘SerIes 7.83’ hikayesi de bu deneyimin ışığında başlıyor. İstanbul’un eski mücevher ustalarından izler taşıyan tasarımlar, zamansızlığın hikayesini anlatıyor.
Hikayeniz nasıl başladı?
Kemal ile ortak tutkumuz olan mücevherlerden konuşurken birbirimizi tamamladığımızı fark ettik. Ben Kemal’in işteki ustalığına, o da benim zevkime ve vizyonuma güvendi. Bizi bu yola çıkaran soru; ‘yüksek kalite pırlantalarla köklerini unutmayan, yeni modadan da kopmayan parçalar yaratabilir miyiz?’ oldu. Kemal beni Kapalıçarşı’ya götürdü ve hala birlikte çalıştığımız Raffi Şadyan’la tanıştırdı.Böylece olabilecek en kıymetli okula yazılmış oldum. Raffi Bey bana işin tüm inceliklerini en ufak ayrıntısına kadar anlattı. Aslında belki de markamızın 20 metrekarelik bir alanda, Raffi Usta’nın kanatlarının altında doğduğunu söyleyebiliriz.
Markanızın ismine nasıl karar verdiniz?
‘7.83’ dünyanın titreşimi yani kalp atışı. Buradan yola çıkarak istedim ki Series 7.83’ün el yapımı mücevherleri dünyanın sihirli rezonansını içinde taşısın.
Series 7.83 ile ilgili en büyük hayaliniz nedir?
Dünyanın önemli enerji noktalarında da var olması ve daha çok insana ulaşması… Ayrıca sanat ile markamızı birleştirmek, kurduğumuz hayalin bir parçası.
Tasarımlarınızda nelerden ilham alıyorsunuz?
Kapalıçarşı’nın zanaatkarlarının her birinin kendinden önceki ustalardan el almış olması, tasarımlarımızın ilhamını da kendi içinde taşıdığını gösteriyor. Geçmişten, bizi etkileyen tasarım anlayışlarından veya hikayesi olan mücevherlerden ilham alıyoruz. Series 7.83’ün parçaları hem geleneksele selam veriyor hem de modernizmin yolunu takip ediyor. Yani ne gelip geçer derecede ‘çok moda’ ne de gereğinden fazla ‘antik’.
Koleksiyonunuzdaki tüm mücevherler el yapımı mı? Üretim süreci nasıl gerçekleşiyor?
Tasarımlarımız UNESCO tarafından koruma altında olan Kapalıçarşı’nın en eski atölyelerinden birinde, zanaatkarlarının elinden çıkıyor. Tüm ürünlerimiz el işçiliği ile üretiliyor.
Tasarımlarınızda daha çok hangi değerli taşları tercih ediyorsunuz?
Doğal pırlantalar. Pırlanta dışında en çok kullandığımız taşlar zümrüt, yakut ve safir üçlüsü dışında, sedef, onix ve turmalin.Koleksiyonunuzdaki tüm mücevherlerin tasarımı size mi ait? Başka tasarımcılarla da iş birlikleri gerçekleştiriyor musunuz?
İlk iş birliğimizi geçen aralık ayında Pg Art Gallery sanatçılarından Göksu Gül ile gerçekleştirdik. Koleksiyonun adı ‘Bunny Letters’. Göksu’nun son dönemdeki tavşan tutkusunun mücevhere dönüşmüş hali diyebiliriz. Bu da sanatla markamızı birleştirme hayalimizin ilk adımı oldu.
Tasarımlarınızda ‘olmazsa olmaz’ dediğiniz bir özellik var mı?
Taşların kalitesi ve işçiliği kadar, kullanım konforu da tasarımlarımız için önemli.
Tasarımlarınıza nereden ulaşabiliriz?
Teşvikiye’deki showroom’umuzu ziyaret edebilir veya web sitemiz series783.com’dan ürünlerimize direkt olarak ulaşabilirsiniz.
Tasarımlarınızın fiyat aralığı nedir?
Fiyatlarımız 3500 liradan başlıyor.
JÜTSACK
Zeynep Tarman-Doğal Mesudiyeli Kalaç/Kurucu Ortaklar
“Gelecek nesillere üretim ve tüketim alanında bilinç kazandırarak basit, havalı ve kişiselleştirilmiş detaylarla tarz yaratmanın zor olmadığını gösterebilmek istiyoruz.”
Zeynep Tarman ve Doğal Mesudiyeli Kalaç hem yakın arkadaş hem de ortaklar. Kendileri için tasarladıkları plaj çantalarına olan beğeni, marka yöneticiliği deneyimleriyle de birleşince ‘JÜtsack’ sahneye çıkıyor. Geri dönüştürülmüş jüt kumaşından ürettikleri çantalar sürdürülebilir şıklığın ruhunu yansıtıyor.
Hikayeniz nasıl başladı?
Kendimiz için plaj çantası tasarlamaya karar vermek bizi bugüne getirdi. Arkadaşlarımız da bu çantaları çok beğendi ve daha sonra onların ısrarıyla Çaba Derneği’nin kermesine katıldık. Topladığımız kullanılmış kahve çuvallarını kesip, ürettirdiğimiz çantaların tamamı o kermeste tükendi. Niyetimiz bunu ticarete çevirmek değildi, marka kendiliğinden oluştu. Şirket kurduk ve beklenti arttıkça biz de kendimizi bu alanda geliştirdik, sürdürülebilir malzemelerden koleksiyonlar çıkarmaya devam ettik. Bir süre sonra da müşterilerimizden gelen talep üzerine Nişantaşı’nda showroom açtık.
Marka isminize nasıl karar verdiniz?
Plaj çantalarımızda kullandığımız kahve çuvallarının kumaşı jüt denen doğal bir malzeme; ‘sack’ ise İngilizce heybe, çanta anlamında. İkisinin birleşiminden ‘Jütsack’ doğdu.
Jütsack ilgili en büyük hayaliniz ne?
Dünyaya açılmak. Ayrıca sürdürülebilirlik, geri dönüşüm konularına dikkat çekmek ve bu sayede gelecek nesillere üretim ve tüketim alanında bilinç kazandırarak basit, havalı ve kişiselleştirilmiş detaylarla tarz yaratmanın zor olmadığını gösterebilmek istiyoruz.
Doğa dostu çantalar üretiyorsunuz. Üretim süreci nasıl gerçekleşiyor?
Kullanılmış ve işi bitmiş kahve çuvalları bularak süreç başlıyor. Çuvalların renkli baskılarını veya yazılı olan bölümlerini çantaların ön yüzeylerine denk getiriyoruz. Üretimde sıfır atık, birinci önceliğimiz. Çuvalın her bölümünü kullanabilmek için daha küçük olan ‘clutch’ modeli de çıkardık. Kalan parçaları da bu modellerde değerlendiriyoruz.
Sade tasarımlarınıza bile mutlaka bir dokunuşla hareket, canlılık katıyorsunuz. Tasarımlarınızda nelerden ilham alıyorsunuz?
Kendimizin de kullanmak isteyeceği tasarımlara ve eğlenceli detaylara önem veriyoruz. Ayrıca renkler ve aksesuarlar ile kendini ifade etmeyi seven kadınlar için kişisel dokunuşlar eklemeyi seviyoruz.
Tasarımlarınızda ‘olmazsa olmaz’ dediğiniz bir özellik var mı?
Sürdürülebilir malzemeler kullanmak önceliğimiz. Ofisimizden paketlememize kadar her alanda geri dönüştürülmüş malzemeler kullanıyoruz, plastik veya hayvansal hiçbir malzeme kullanmıyoruz. Yazın jüt ve çuval kullanırken, kış koleksiyonlarımızda sadece askeri branda kanvası kullanıyoruz.
Sizi diğer markalardan ayıran özellikler neler?
Farklılık ve kişiselleştirme. Neredeyse çuvalların hepsi birbirinden farklı ve bir kişinin kullandığı çantanın birebir aynısının başkasında da olması çok zor. Ayrıca tasarımlarımızın baskılarında farklı harfler, renkler kullanarak kişiselleştiriyoruz.
Tasarımlarınıza nereden ulaşabiliriz?
Nişantantaşı’ndaki showroom’umuzda koleksiyonun tamamı mevcut. Yasemin Karagülle Alaçatı mağazası, Marsel Selimiye, Yazz Collective ve seçili Vakkorama mağazaları yaz aylarında tercih ettiğimiz satış noktalarımız. Tabii ki web sitemiz jutsack.com’dan da sipariş verebilirsiniz.
Tasarımlarınızın fiyat aralığı nedir?
500 lira ile 1400 lira arasında farklı modellerde çantalarımız mevcut.
SPRING AFFAIR
Yağmur Toprak/Kurucu
“İnsanların özel günlerinde Spring Affair’i tercih ediyor olmaları düşüncesi, en büyük ilham kaynağı. En güzel, en özel hissetmek istedikleri anda bizim de bir dokunuşumuz oluyor.”
Yağmur Toprak, marka yönetimi BÖLÜMÜ mezunu. Birkaç yıllık çalışma deneyiminin ardından dümene geçmeye karar veriyor ve SprIng AffaIr oyuna dahil oluyor. Gücünü, ikonikleşmeye aday tasarımlarından alan elbiseleriyle ise davetlerde sık sık karşımıza çıkan bir sima.
Hikayeniz nasıl başladı?
Dinamik, modayla iç içe, trendleri yakından takip eden bir marka yaratmak uzun zamandır hayalimdi. Hayalimi gerçekleştirmek istedim ve Spring Affair hikayesi başladı.
Markanızın ismine nasıl karar verdiniz?
‘Spring’, Türkçe’de bahar anlamına geliyor. Doğanın dönüştüğü, yeniden canlandığı, renklendiği, içimizin kıpır kıpır olduğu mevsim… Bana hep ilham vermiştir, markanın ismi de buradan geliyor.
Spring Affair ile ilgili en büyük hayaliniz ne?
Markanın kuruluş aşamasında ulaşılabilir şıklık yaratmak en büyük hedefimdi. Markanın bu yönde ilerlemesi benim için çok önemli. Üretim kapasitemiz henüz buna uygun değil ama Spring Affair’i herkesin dilediğince ulaşabildiği bir marka haline getirebilmek şu an için en büyük hayalim.
Genellikle özel günlerde de tercih edilebilecek elbiseler tasarlıyorsunuz. Tasarımlarınızda nelerden ilham alıyorsunuz?
İnsanların özel günlerinde Spring Affair’i tercih ediyor olmaları düşüncesi, en büyük ilham kaynağım. En güzel, en özel hissetmek istedikleri anda bizim de bir dokunuşumuz oluyor. Aslında marka çıkışımızda sadece özel günler için elbise tasarlama gibi bir hedefimiz yoktu, karma bir koleksiyon hazırladık fakat şu an etkinlik ve davet elbiselerimiz daha önde gidiyor.
Sizce bu sezon sokaklarda en çok hangi model ve renklerde elbiseler göreceğiz? 2022 trendleri neler olacak?
Bu sezon sokaklar rengarenk olacak. Pembenin, yeşilin, mavinin en canlı tonlarını göreceğiz. Aynı zamanda cut-out’lardan ve desenlerden vazgeçemediğimiz bir sezon daha bizi bekliyor.
Sizin bu sezona özel hazırladığınız koleksiyonunuzda neler olacak?
Bu sezon Spring Affair’in üçüncü kapsül koleksiyonu çıkacak. Davetler, partiler ve yaz düğünleri için şık parçalar hazırladık. Ufak dokunuşlarla gündüzden geceye dönüştürülebilir parçalar yaratmak bu sezon koleksiyonumuzun çıkış noktası oldu.
Tasarımlarınızda ‘olmazsa olmaz’ dediğiniz bir özellik var mı?
Eğlenmek, iyi hissetmek, tarzımızla dönüşüme ayak uydurmak olmazsa olmazımız.
Tasarımlarınıza nereden ulaşabiliriz?
Web sitemiz springaffair.co’dan ulaşılabilirsiniz. Showroom’umuzu ziyaret etmek isteyen müşterilerimiz ise yine web sitemiz üzerinden randevu oluşturabilirler.
Tasarımlarınızın fiyat aralığı nedir?
‘Call Me Back’ koleksiyonumuzda fiyatlarımız 695 lira ile 895 lira arasında değişiyor.