Yazı: Sinem Gürleyük
Mehtap Elaidi kurumsal hayatın bir parçası olmaktan sıkılıp, kendi tasarımlarını yapmaya başlayarak yeni ve başarılarla dolu bir kariyer yarattı kendine. Müthiş bir tutkuyla tasarım dünyasına sadece küçük bir atölyeyle adım atan Elaidi’nin tasarımları bugün pek çok kadının hayallerini süslüyor.
35 yaşından sonra kariyer değişimi ve büyük başarılar kazanmak… Bugün olduğunuz yeri hayal etmeye ne zaman başladınız?
Ben galiba büyük hayaller kurmak yerine hedef koyup, adım adım onları büyütüyorum. Dolayısıyla ilk başladığım zamanlar kurduğum hayaller buralara değmiyordu bile. Attığım her adımda bir sonrakini hayal etmeye başladığımı söyleyebilirim.
Yeni koleksiyonunuz için ilhamı nelerden aldınız?
2014 yaz koleksiyonunda ilham yine bir film dizisinden geldi. Başlangıç noktam Kieslowski’nin ‘Üç Renk’ üçlemesini oluşturan ‘Mavi’, ‘Beyaz’ ve ‘Kırmızı’ filmleri oldu. Buradan yola çıkarak üç renkten oluşan bir koleksiyon hazırladım.
Yeni sezonda Mehtap Elaidi kadını nasıl bir görünüme bürünecek?
Yine kuvvetli ve talepkar, şehir hayatında birden fazla rolü olan ve bunları aynı anda yaşayan, rahatlığından ödün vermeden, trendlerin esiri olmadan çağdaş olmayı yakalamış bir kadın… Bunu yaparken yanık turuncunun enerjisinden, siyahla beyazın asil birlikteliğinden sıkça faydalanan ve tüm bu süreçte kendi olmaktan vazgeçmeyen bir kadınla karşı karşıyayız.
Önümüzdeki aylarda imza atacağınız defileler, katılacağınız moda haftaları, yenilikler neler olacak?
Alt markamız Kaf’dan by Elaidi’yi lisans anlaşması yaptığımız Boyner ve YKM mağazalarında görebileceksiniz. Bunun dışında İstanbul Fashion Week kapsamında Kaf’dan by Elaidi koleksiyonumuzu göstereceğiz.
Dünyanın moda başkenti neresi?
Yeni yetenekler için Londra, hazır giyim tasarımcıları için New York belki ama modanın tüm ihtişamı için Paris bence. Ancak modanın kalbinin eski günlerdeki gibi hala Paris’te attığını iddia etmek bence günümüzde biraz zor, özellikle internetin hayatımıza girmesiyle artık moda anlamında da global bir etkileşim sürecinden bahsetmek mümkün. Fakat yine de bu etkileşim dünyaya New York-Londra- Paris çizgisinde yayılıyor.
Moda Tasarımcıları Derneği Başkanı olarak da görev yapıyorsunuz. Buradaki temponuzdan da bahsedebilir misiniz?
Evet, neredeyse ikinci senenin ortalarına geliyoruz. Oldukça yoğun bir tempo var, bazen işime zaman ayırmakta zorlanıyorum ancak bu görevden bir o kadar da keyif alıyorum. Çok güzel projeler yarattık ve yaratmaya da devam ediyoruz. Bugün moda endüstrisinin geldiği noktada bireysel çabalarla bir yerlere varmak gerçekten çok zor, bazı kapıları birlikte hareket ederek daha kolay aralıyorsunuz. Biz de dernekte bunu yapmaya çalışıyoruz.
Fashion Week ve Galata Moda gibi etkinlikler sizce İstanbul’u moda konusunda istediği yere taşıyor mu?
Bu çok ciddi bir süreç ama bu etkinliklerin İstanbul’u global ölçekte bir moda merkezi olarak konumlandırma adına kuvvetli taşlar. Bunu yadsıyamayız. Bu noktada önemli
olan, bu taşların üzerine kuvvetli bir bina inşa edebilmek. Biz de bunun için bu projelerle yetinmeyip, hep ‘bir adım sonrasında ne yapabiliriz?’ üzerinde çalışıyoruz.
Sizce stil mi moda mı?
Moda dediğiniz belli insanların stillerinden doğar zaten. O yüzden her zaman stil.
Sonbahar kış koleksiyonları arasında sizi en çok etkileyen trendler hangileri?
Oversized paltolar, geri gelen takımlar, siyah-beyazın kuvvetli birlikteliği, maskulen dişilik.
MEHTAP ELAİDİ’nin vezgeçilmelzeleri
• Ayakkabıda loafer ve sneaker modeller, kıyafette kısa dar kesimli pantolonlar ve kozmetikte Strivectin kremler asla kullanmaktan bıkmadığım ürünler.
• Gece yatmadan önce mutlaka dişlerimi fırçalarım.
• Hafta sonları genellikle yürüyüş yapmaya özen gösteririm.
• Makyaj çantamdan asla rimel ve parlatıcımı çıkarmam.
• En sevdiğim mekan; Mangerie.
• Favori seyahat adreslerim Londra, New York ve Barselona.