Yazı: Simay Engür
Model Naomi Campbell ve oyuncu Monica Bellucci. Peki, İtalya’nın katıksız moda otoritesi bize ne söylemek istiyordu dersiniz? Kabul etmek gerekiyor ki, sosyal medyada birçok kez paylaşılan takım elbiseli ikonik kadınların vermeye çalıştığı mesajın altında yatan reklam kaygısından çok daha fazlasını! Moda alanında kadınların güçlendirilmesine dair atılan adımlara keskin bir tavır olarak, son derece klasik Dolce&Gabbana takım elbisesiyle aktivist tavrını da çok iyi bildiğimiz Naomi Campbell ve İtalyan köklerinin yegane yıldızı Monica Bellucci tercihi hiç de tesadüfi bir gelişme değil. İlerleyen günlerde de kadın-erkek modası arasındaki bariyerin kaldırılmasına yüksek sesli bir tavır olarak cinsiyetin ayrımcı tavrından sıyrılmış defilelerle karşılaşabiliriz. Bir kez daha anlıyoruz ki Dolce&Gabbana için moda, cinsiyetten çok daha fazlası! Cinsiyetsizlik ve feminizme selam gönderen bu çarpıcı defile, modada son sözü söyleyen kadınlara açık bir cesaret kıvılcımı niteliğinde. Aynı günlerde Versace’nin 2019 İlkbahar/Yaz Erkek Koleksiyonu’nda da Kendall Jenner etkisiyle sarsıldığımızı düşünürsek, erkeksi referansları kadınsı olanlarla karıştırmak modanın kusursuz simyası olarak ileriki moda şovlarını da etkileyecek gibi görünüyor.
Met Gala’nın kalbi
Başrollerini Cate Blanchett, Sandra Bullock, Anne Hathaway, Mindy Kaling, Sarah Paulson, Helena Bonham Carter, Awkwafina ve Rihanna gibi ‘Tanrı kadını yarattı’ yıldızlarının paylaştığı Ocean’s 8 filmi; kostümleriyle moda tarihinin ilham kutusuna mücevher değerinde bir iz bıraktı. Bu sefer soygunun hedefiyse dünyaca ünlü Met Galası! Fransız mücevher markası Cartier’nin rüzgarına bir nevi kendi özgün dokunuşunu katan direktörü Jeanne Toussaint’ın adını taşıyan kolyeyse, Titanic’in meşhur Okyanusun Kalbi kolyesi gibi esrarengiz bir popülerlik kazandı. Peki, filmde Anne Hathaway’in boynunda sıkça gördüğümüz bu etkileyici mücevherin sırrı neydi? Kolyenin orijinali 1931’de Nabanağa’nın Maharaja’sı için Cartier ailesinin üçüncü oğlu Jacques Cartier tarafından bizzat tasarlandı. Kolye bir aksesuar niteliğinden çok sanat eseri değeri görüyordu. Maalesef ondan geriye yalnızca çizimleri kaldı. Filmdeki kolyeyse, orijinal boyutundan yaklaşık yüzde 20 oranda küçültülmüş. Ama hala gizemli geçmişi ve başarılı reprodüksiyonu sayesinde oldukça iddialı!
Sansasyon kralı
Yeezy ayakkabıların tanrısı Kanye West’in, Yeezy Season 6 koleksiyonunu tanıtmak için başta Paris Hilton olmak üzere Kim Kardashian klonlarından oluşan reklam kampanyasının etkisi hala üzerimizde. Ancak West’in moda dünyasını iliklerine kadar şok etmeyi bırakmaya hiç niyeti yok! Bu kez de Yeezy 500 Supermoon ayakkabısının tanıtımı için porno yıldızı Lela Star, modanın gizli kralının biricik eşi Kim’e benzer bir tavırda sosyal medyayı sallıyor. Elbette ki yalnızca o değil, birbirinden farklı isimler oldukça protest bir tavırla kamera karşısına geçti. Modanın oyun alanının yalnızca podyum olmadığını bir kez daha kanıtlayan West, dijital platformlarda moda adına kartları bu denli başarılı dağıtan tek isim. İtirazı olan var mı?
Warhol sizi gözetliyor
Geçtiğimiz yıllarda Calvin Klein ve Andy Warhol Vakfı iş birliklerini açıkladıklarından beri birçok pop art yansımanın markanın DNA’sına işlediğini söylemek mümkün. Bu kez de Calvin Klein’ın sanata nefes aldıran tasarımları bizzat Andy Warhol’un suretiyle karşımıza çıkıyor. Sanatçının portre baskılarından oluşan Calvin Klein X Andy Warhol Self-Portrait Kapsül Koleksiyonu başta denimler olmak üzere, tişörtler, aksesuarlar ve spor ayakkabılarına kadar geniş bir Warhol etkisi sunuyor. Markanın kreatif direktörü Raf Simons, anlaşmaya göre iki yıl daha Warhol’un sanatıyla modanın sentezini sürpriz koleksiyonlarla yansıtmaya devam edecek. Merakla bekliyoruz!
İçimizden birileri
Alessandro Michele’in Gucci’si için sokak stilinin ayrılmaz bir parça olduğu su götürmez bir gerçek. Son olarak 23 yaşındaki Londralı illüstratör Isabella Cotier’in sokak insanlarını yansıttığı kapsül koleksiyon, Floransa’daki Gucci Garden’da satışa sunuldu. 12 yıldır Floransa’da yaşayan sanatçının günlük rutindeki karşılaşmalarından yola çıkarak yarattığı karakterler, Gucci tişörtlerin ve çantaların sokakla arasındaki ilişkiye gönderme niteliğinde. Karakterler, Floransa sakinlerinin aşina olduğu sıradan insan manzaralarına odaklanıyor. Üstelik yaşlılık kavramının sınırsız özgürlüğünü de moda köprüsüne bağlayan bu samimi kapsül koleksiyon, bir kez daha Alessandro Michele’in dehasını Gucci’nin biricik köklerine salıyor.
D’nin cazibesi
Dior’un ikonik Saddle çantası, milenyuma girmeden hemen önceki yıl, Beyonce başta olmak üzere birçok moda öncüsünün kollarını süslüyordu. Üzerinden epey zaman geçti ancak Saddle çantaların değeri şarap misali giderek arttı. Öyle ki son yıllarda vintage kültürünün ivme kazanmasıyla birlikte bilhassa blogger’ların omuzlarında heykelsi bir detay olarak yeniden karşımızda! Bu vintage çantalara talebin giderek artışına kayıtsız kalamayan Dior, Saddle çantaların formuna ufak dokunuşlar ve altın ‘D’ logosu ekleyerek; onları koleksiyonuna yeniden dahil etti. Dior’un bu retro stili podyuma taşımasıyla birlikte, ikonik çantanın form olarak benzerlerini başka markalarda da görmek işten bile değil!