Doğaya selam! Doğaya saygılı sürdürülebilir üretim anlayışında 5 moda markası

MAIRA SWIMWEAR
SELİN ÖLMEZ / KURUCU-TASARIMCI
“MAIRA Swimwear olarak, denizlerden çıkan atıkları geri dönüştürerek ürettiğimiz tasarımların müşterilerimizin üzerinde yeniden sularla buluşmasını sağlıyoruz.”

Yazı: İrem Özbay

Selin Ölmez, Bilkent Üniversitesi Grafik Tasarımı bölümü mezunu. Bir süre Amerika Birleşik Devletleri’nde bu alanda çalıştıktan sonra, rotasını hayallerine doğru çeviriyor ve sürdürülebilir modanın aktif bir parçası olmak istiyor; böylece MAIRA Swmwear’ın serüveni başlıyor. Okyanusların sonsuzluğunu selamlayan parçalar, hem şıklığı hem zamansızlığıyla dikkat çekiyor.

Hikayeniz nasıl başladı? Marka isminizi tercih etme sebebiniz nedir?
MAIRA’nın hikayesi 2018 yılının sonlarına dayanıyor. Bir tasarımcı olarak, herkesin hayatında yer eden parçaları, kalitesi yüksek ve aynı zamanda doğaya duyarlı bir anlayışla yaratma hayali kurardım hep. Okyanuslara ve verdiği sonsuzluk hissine duyduğum hayranlık bu yolculuğa mayo ile başlamamı sağladı. MAIRA, Antik Yunan mitolojisinde ‘su altı perileri’ olarak da bilinen, 50 kız kardeş olan Nereidler’den biri. Bu kız kardeşler doğanın, özellikle denizlerin ve okyanusların yardımcısı tanrıçalardır ve ihtiyaç duyan denizcilere yardım ederler. Biz de MAIRA Swimwear olarak, denizlerden çıkan atıkları geri dönüştürerek ürettiğimiz tasarımların müşterilerimizin üzerinde yeniden sularla buluşmasını sağlıyoruz.

Sürdürülebilirlik dünyanın ve dolayısıyla moda sektörünün en önemli gündemlerinden biri. MAIRA Swimwear olarak doğa dostu mayo ve bikiniler tasarlıyorsunuz. Üretim süreci nasıl işliyor?
Gönüllü dalgıçların okyanus ve denizlerden kurtardıkları plastik atıklar ile üretim süreci başlıyor. Bu atıklar yenilenerek geri dönüştürülüyor, iplik yapılıyor ve daha sonra kumaş haline geliyor. Biz de MAIRA ürünlerine dönüştürüyoruz. Ürünlerimizde şu anda dünyada Adidas, Stella McCartney gibi markaların da kullandığı İtalyan Econyl iplik kullanıyoruz. Aynı zamanda, ülkemizde bu ipliğin kullanım hakkına sahip ilk markayız.

MAIRA Swimwear ürünlerinde hangi malzemeleri kullanıyorsunuz?
Okyanuslardaki ve denizlerdeki canlıların hayatını tehlikeye atan balık ağları ve benzeri naylon atıkların geri dönüştürülmesinden üretilen bir kumaş kullanıyoruz.

Sürdürülebilir modayı nasıl bir gelecek bekliyor? Sizce endüstride hangi adımların atılması gerekiyor?
İlk adımın bilinçlenme olduğuna inanıyorum. Bunun sadece bir trend olmadığını bilmemiz ve kaynakları sorumlu bir şekilde kullanarak dünyayı tüketmeyeceğimiz bir yaşam biçimini benimsememiz gerekiyor. Gelecekte sürdürülebilir moda alanında mutlaka daha fazla seçenek olacağına ve daha ulaşılabilir olacağına inanıyorum.

Doğa dostu bir moda markası olmak için neler yapmak gerekiyor? Ürünün üretiminden başlayıp müşteriye ulaşmasına kadar olan süreçte nelere dikkat etmek gerekiyor?
Kimyasal kullanmamak, kaynak tüketimini azaltmak ve üretimi etik koşullarda insana saygıyla yapmak. Ayrıca maliyeti azaltmak adına gereksiz ürün üretiminden kaçınmak, mümkünse sadece ihtiyaç kadar üretim yapabilmek de bir o kadar önemli. Kargolama aşamalarında kullanılan materyallerin de aynı şekilde geri dönüştürülebilir ve doğa dostu olmasına dikkat etmek gerekiyor.

İlhamınızı nereden alıyorsunuz?
Bana hayal kurduran, üzerine düşünmemi sağlayan her şeyden ilham alabiliyorum. Okuduklarımdan, müzelerden, tarihten, denizin ışıltısından, doğadaki desenlerden…

Tasarımlarınızda ‘olmazsa olmaz’ dediğiniz bir özellik var mı?
Uzun yıllar sıkılmadan giyilebilmesi tüm ürünlerimizin olmazsa olmazı. Koleksiyonumuzdaki çift taraflı ürünlerimiz ise bunu özellikle vurguluyor.

Tasarımlarınıza nereden ulaşabiliriz?
Tasarımlarımıza mairaswimwear.com internet sitemizden ve Beymen, Vakkorama, Vitruta, Barners, Yuzu Concept Store, Marsel Selimiye, Bishop İzmir mağazalarından ulaşabilirsiniz.

Tasarımlarınızın fiyat aralığı nedir?
Fiyatlarımız 420 lira ile 1450 lira arasında değişiyor.


MAH-ROC
ROKSAN SARFATİ / KURUCU-TASARIMCI
“Mah-roc, Balochların dilinde ay ve güneş demek. Aynı zamanda bir döngüyü anlatıyor. Güneş ve ay birbirinden ayrı değiller; birbirini tamamlıyorlar, güneş gittiğinde yerine ay geliyor. İşimizi döngüler üzerine kurduğumuz için bu ismi seçtik.”

Roksan Sarfati, ailesinin işi gereği tekstil sektörünün içinde büyüyor ve sonrasında Moda Tasarımı eğitimi almak için İtalya’nın yolunu tutuyor. Burada ilk kez sürdürülebilirlik, ‘eco desIgn’ gibi kavramlar ile tanışıyor ve dünyaya saygılı bir iş yapması gerektiğine o yıllarda inanmaya başlıyor. Bu inanç ise Mah-roc’u yaratıyor ve atık kumaşların göz alıcı çantalara dönüştüğü yolculuk başlıyor.

Hikayeniz nasıl başladı? Marka isminizi tercih etme sebebiniz nedir?
Türkiye’de hızlı moda markalarında tasarımcı olarak çalışıyordum. Tekstil dünyasından hem çok fazla şey öğrendim hem de sektörün gerçeklerini deneyimledim. Bu da mesleğime daha farklı bir bakış açısı ile devam etmemi sağladı ve markamı kurdum. Her zaman çok seyahat eden biri oldum, kendimi göçebe gibi gördüm. Bu yüzden Afgan topraklarında göçebe olarak yaşayan Baloch kabilesinden ilham alan koleksiyonlar tasarlıyoruz. Mah-roc, Balochların dilinde ay ve güneş demek. Aynı zamanda bir döngüyü anlatıyor. Güneş ve ay birbirinden ayrı değiller; birbirini tamamlıyorlar, güneş gittiğinde yerine ay geliyor. İşimizi döngüler üzerine kurduğumuz için bu ismi seçtik.

Sürdürülebilirlik dünyanın ve dolayısıyla moda sektörünün en önemli gündemlerinden biri. Mah-roc olarak tasarladığınız doğa dostu ürünlerin üretim süreci nasıl işliyor?
Balat’taki atölyemizde tasarım, fikir geliştirme ve düzenli üretim yapıyoruz. Sezonlardan önce kumaş toplamak için yolda oluyoruz. Döşemeciler, kumaşçıların stokları, depoları, sezon sonu çöpe atılan kartelalar bizim hazinemiz. Her sezon belirlediğimiz temalara göre koleksiyonları çıkarıyoruz. Ayrıca, Karadeniz ve Sri Lanka ayağımız da var. Kadın topluluklarıyla çalıştığımız, geleneksel el dokumalarını modernleştirerek köylerdeki kadınları desteklediğimiz özel koleksiyonlarımız mevcut.

Mah-roc ürünlerinde hangi malzemeleri kullanıyorsunuz?
Atık kumaşlar ve atık iplerden yapılmış kordonlar kullanıyoruz.

Sürdürülebilir modayı nasıl bir gelecek bekliyor? Endüstride hangi adımların atılması gerekiyor?
Farkındalığı her geçen gün artan bir dünya ile karşı karşıyayız. Küçük markalardan büyük markalara birçok şirket ve girişim bir şekilde sürdürülebilir moda ile ilgili çalışmalara devam ediyor. Modanın sürdürülebilir olmadığı bir gelecek düşünmüyorum. Endüstrinin atması gereken en önemli adım, her trendi takip etmemek, insan haklarına aykırı bir şekilde üretim yapmamak ve dezavantajlı bölgeleri sömürmemek.

Doğa dostu bir moda markası olmak için neler yapmak gerekiyor? Ürünün üretiminden başlayıp müşteriye ulaşmasına kadar olan süreçte nelere dikkat etmek gerekiyor?
İlk olarak bir üretici olarak neyi, ne kadar tükettiğimizi farkına varmamız gerekiyor. Aşırı üretimden kaçınmak gerekiyor. Ek olarak paketleme, kargo aşamasında ne kadar az plastik ve karbon ayak izi o kadar zararı azaltmak demek.

İlhamınızı nereden alıyorsunuz?
Göçebe topluluklardan, seyahatlerden, doğanın her rengi ve deseninden.

Tasarımlarınıza nereden ulaşabiliriz?
İnternet sitemiz mahroc.com ve Balat’taki atölyemizi ziyaret ederek ulaşabilirsiniz.

Tasarımlarınızın fiyat aralığı nedir?
Fiyatlarımız 220 lira ile 500 lira arasında değişiyor.


BY WAY OF
OYA TEKBULUT / TASARIMCI-KURUCU
“By way of’a bir ürün tasarlarken olmazsa olmazım estetik olarak evrensel düşünmek. Lokal estetik eğilimlerden kaçınıyorum.”

Oya Tekbulut, Sabancı Üniversitesi Malzeme ve Nanoteknoloji Mühendisliği bölümü’nden mezun olduktan sonra New York’ta bulunan Pratt InstItute’da endüstriyel tasarım yüksek lisansı yapıyor. Amerika Birleşik Devletleri’nde takı tasarım dersleriyle geçen günlerin ardından, annesinin İstanbul Cağaloğlu’ndaki takı atölyesini devralarak kurduğu By way of, evrensel estetik anlayışıyla İstanbul’un emektar ustalarının deneyimlerini bir araya getiriyor.

Hikayeniz nasıl başladı, nasıl devam etti? Marka isminizi tercih etme sebebiniz nedir?
Aslında takıyla tanışmam annemle başladı. Annemin, Cağaloğlu’nda takı atölyesi vardı. O yüzden aklımın bir köşesinde her zaman takı tasarlama fikri vardı. Mezun olduktan sonra New York’ta sıkıcı freelance işler yaparken Brooklyn’de bir takı atölyesinde dersler aldım ve New York’ta ilk atölyemi kiraladım. Fakat pandeminin başlangıcına denk geldi ve Ekim 2020’de annemin İstanbul’daki atölyesini devralarak By way of’u başlattım. By way of, Türkçe’de ‘yoluyla, aracılığıyla’ anlamına geliyor. Benim için markanın genetiğinde değişim mevcut. Şu an takı aracılığıyla tasarım yapıyorum. İleride sadece takı değil; başka bir ürüne dönüşebilir ya da By way of’un kendisi başka fikirler için bir araç haline gelebilir. O nedenle bu ismi tercih ettim.

Sürdürülebilirlik dünyanın ve dolayısıyla moda sektörünün en önemli gündemlerinden biri. By way of olarak tasarladığınız doğa dostu ürünlerin üretim süreci nasıl işliyor?
Öncelikle yavaş moda markasıyız. Sezonsal ürün çıkarmıyoruz, hatta bazı modellerimiz sipariş üzerine üretiliyor. Bir tasarım üzerinde çalışırken ilk parçayı genellikle elde üretiyorum. Sonrasında bu tasarımı kataloğa koymaya karar verirsem; çoklu üretim, İstanbul’un tarihi kuyumculuk semtinde, emektar ustalar tarafından el yapımı olarak gerçekleşiyor.

By way of ürünlerinde hangi malzemeleri kullanıyorsunuz?
Tasarımlarımda gümüş ve altın kullanıyorum.

Sürdürülebilir modayı nasıl bir gelecek bekliyor? Endüstride hangi adımların atılması gerekiyor?
Tüketicilerin giderek çevre dostu, küçük üretimlere yöneldiklerini gözlemliyorum. Bence endüstrideki en büyük değişim, tüketicilerin ‘etik üretim’ talebiyle gerçekleşecek.

Doğa dostu bir aksesuar markası olmak için neler yapmak gerekiyor? Ürünün üretiminden başlayıp müşteriye ulaşmasına kadar olan süreçte nelere dikkat ediyorsunuz?
Metal, çok hoşgörülü bir malzeme. Eritip yeni tasarımlar yapmayı mümkün kılıyor. Aynı zamanda metalin tozu dahi yeniden kullanılabildiği için ardınızda çok iz bırakmıyorsunuz. Bunların yanı sıra, paketlerimiz kompost edilebilen malzemelerden; bantlarımız, etiketlerimiz soya mürekkebi ve plastik içermeyen yapıştırıcılardan yapılıyor.

İlhamınızı nereden alıyorsunuz?
İlham kelimesini çok sevmiyorum esasen. Bir fikir, sürekli düşünmenin ve çalışmanın sonucunda oluşuyor. En büyük itici gücün saygı duyduğunuz, beğendiğiniz sanatçıların, tasarımcıların işlerini takip ederek oluştuğunu düşünüyorum.

Tasarımlarınızda ‘olmazsa olmaz’ dediğiniz bir özellik var mı?
By way of’a bir ürün tasarlarken olmazsa olmazım estetik olarak evrensel düşünmek. Lokal estetik eğilimlerden kaçınıyorum.

Tasarımlarınıza nereden ulaşabiliriz?
İstanbul Modern Müze’nin yeni açılacak müze mağazasından, Karaköy Lokal Mağaza ve internet sitemiz bywayof.com’dan ulaşabilirsiniz.

Tasarımlarınızın fiyat aralığı nedir?
Fiyatlarımız 450 liradan başlıyor ve parçaların büyüklüğüne göre artıyor.


one square meter
ZEYNEP ÖZAR BERKSÜ & ÇAĞRI BERKSÜ / KURUCU ORTAKLAR-TASARIMCILAR
“one square meter’dan çıkan her parça, aslında giyeni ile biriciklik kazanacak bir çizgide. Desensiz ve sade olmaları bunun bir karşılığı…”

Zeynep Özar Berksü ve Çağrı Berksü hem eş hem ortaklar. Zeynep Özar Berksü, Yıldız Teknik Üniversitesi Siyaset Bilimi; Çağrı Berksü ise Bilkent Üniversitesi Grafik Tasarımı bölümü mezunu. İkisi de ajanslarda çalıştıkları dönemde bir masada hayatlarını nasıl sürdürmek istediklerine dair yaptıkları konuşma sonrasında önlerinde bambaşka bir kapı açıyor. ‘Birlikteliğimizden doğan bir aşk hikayesi’ olarak tanımladıkları one square meter, gücünü sadelikten alan tasarımlarla her gardıroba hitap ediyor.

Marka hikayeniz nasıl başladı? Marka isminizi tercih etme sebebiniz nedir?
one square meter, birlikteliğimizden doğan bir aşk hikayesi. Hikaye, bir metrekarelik bir masada, karşılıklı oturup ne yapmak istediğimizi ve ne yapmak istemediğimizi konuşmamızla, konuştuklarımızı yavaş yavaş hayata geçirmemizle ve o masada tasarlayıp o masada üretmemizle başladı. 2015-2016 arasına denk gelen o dönemde tüm hayatımız o masadaydı. Markaya da ismini, içine her şeyi sığdırdığımız o masa verdi. Ağaç baskı tekniği ile desenlendirerek tasarladığımız çantalardan giysilere uzanan yedi senelik bir yolculuk bizimki.

Sürdürülebilirlik dünyanın ve dolayısıyla moda sektörünün en önemli gündemlerinden biri. one square meter olarak tasarladığınız doğa dostu ürünlerin üretim süreci nasıl işliyor?
Kumaşlarımızı, sürdürülebilirliği benimsemiş markalardan tedarik ediyoruz ve ihtiyaç kadar üretim ilkesiyle hareket ediyoruz. Stoklu çalışmıyoruz, bu yüzden mağazalarda yer almıyoruz. Atölyemizden çıkan her ürün, gelen sipariş üzerine siparişi veren kişi için bizim tarafımızdan üretiliyor.

one square meter ürünlerinde hangi malzemeleri kullanıyorsunuz?
Koleksiyonumuzun merkezine denim oturuyor; pamuk gibi sorunlu bir alanda sürdürülebilirliği normalleştirmiş üretim teknolojileri ile öne çıkan Çalık Denim’in kumaşlarını kullanıyoruz. Diğer kumaşlar ise ihtiyaçlara göre şekilleniyor; soğuk havalar için yünlüleri, sıcak havalar içinse ketenleri tercih ediyoruz. Bu kumaş seçimlerimizi yaparken de yerel çapta ve doğal elyaflardan üretilmiş olmalarına özen gösteriyoruz.

Sürdürülebilir modayı nasıl bir gelecek bekliyor? Endüstride hangi adımların atılması gerekiyor?
Tahribatı durdurmak için yavaşlamamız ve bize sunulan sürdürülebilirlik evrenlerinin gerçekliğini sorgulamamız gerekiyor. Yeni ve doğal materyaller üretiliyor ama bunların ulaşılabilirliği çok sınırlı. Sürdürülebilirlik sorununun daha yüksekten alınan kararlarla ve daha somut adımlarla çözüme kavuşturulabileceğini düşünüyoruz.

Doğa dostu bir moda markası olmak için neler yapmak gerekiyor? Ürünün üretiminden başlayıp müşteriye ulaşmasına kadar olan süreçte nelere dikkat etmek gerekiyor?
Atılması gereken en önemli adımlar, yerel üreticiler tarafından doğal elyaflar kullanılarak üretilmiş kumaşları kullanmak; üretim aşamasında yer alan tüm insanlara karşı adil davranmak; üretimi ihtiyaçla sınırlı tutmak ve geri dönüştürülebilir ambalaj malzemeleri kullanmak.

İlhamınızı nereden alıyorsunuz?
Kadınlardan, erkeklerden ve onların gündelik hayattaki ihtiyaçlarından esinleniyoruz. Bazen de bir kumaşla karşılaşıyoruz ve onun peşinden gidiyoruz. one square meter’dan çıkan her parça, aslında giyeni ile biriciklik kazanacak bir çizgide. Desensiz ve sade olmaları bunun bir karşılığı…

Tasarımlarınızda “olmazsa olmaz” dediğiniz bir özellik var mı?
Tasarım tarafı için tasarımın evrensel, kumaşların kaliteli, işçiliklerin titiz; üretim tarafı içinse çalışma koşullarının hakkaniyetli, ticaretin adil olması bizim için olmazsa olmaz.

Tasarımlarınıza nereden ulaşabiliriz?
Satışlarımızı sadece onesquaremeter.co internet sitemizden gerçekleştiriyoruz.

Tasarımlarınızın fiyat aralığı nedir?
Biz, ürünlerimizin fiyatını edisyon açılışlarından önce bizim için sürdürülebilir ve müşterilerimiz için ulaşılabilir olacak bir seviyede belirliyoruz.


TENT PROJECT
ARZU VİLA / KURUCU
“En çok zamandan ilham alıyoruz. 60’ların ve 70’lerin renk ve dokularından, anneanne dolaplarından, eski desenlerden, özgürlükten, müzikten, farklı kültürlerden esinleniyoruz.”

Arzu Vila, Bahçeşehir Üniversitesi Yeni Medya bölümü’nden mezun olmasının ardından, bir dönem metin yazarı ve içerik üreticisi olarak çalışıyor. Sonrasında ise anneannesinden ona miras olan kumaşlara ilgisini mesleği haline getirmeye karar veriyor ve her bir tasarımı geçmişin zarafetinden izler taşıyan Tent Project sahnedeki yerini alıyor.

Hikayeniz nasıl başladı? Marka isminizi tercih etme sebebiniz nedir?
Uzun zamandır kendi projemi hayata geçirmek istiyordum ve bunu gerçekleştirmenin zararsız yollarını arıyordum. Pandeminin başında Almanya’da olduğum dönemde Tent Project yavaş yavaş şeklini almaya başladı. Tent Project isminin asıl özelliği ise kapsayıcılığıdır. Bu çatının altında herkesin üretme ve kendine yer bulma imkanı var.

Sürdürülebilirlik dünyanın ve dolayısıyla moda sektörünün en önemli gündemlerinden biri. Tent Project olarak doğa dostu ürünler tasarlıyorsunuz. Üretim süreci nasıl işliyor?
Üretim sürecimiz ikiye ayrılıyor. Sürdürülebilir yöntemler ve organik materyaller kullanarak ürettiğimiz ürünlerimiz var; öte yandan ‘deadstock’ dediğimiz stok sonu ve devamı olmayan kumaşları toplayarak yaptığımız ürünler var. İlk yöntemde, tasarımımız önceden belli oluyor ve buna göre üretime giriyoruz. İkincisinde ise elimizdeki kumaşa, kumaşın hikayesine ve cinsine göre bir tasarım çalışıyoruz.

Tent Project ürünlerinde hangi malzemeleri kullanıyorsunuz?
Neredeyse her zaman tamamı pamuktan oluşan kumaşları kullanıyoruz. Bazen de kullandığımız 60’lı, 70’li yıllardan kalma vintage kumaşlar, farklı materyallerden olabiliyor. Bu noktada o kumaşı ne kadar sevdiğimizi ve ne yapmak istediğimizi sorgulayarak ilerlemeyi tercih ediyoruz.

Sürdürülebilir modayı nasıl bir gelecek bekliyor? Endüstride hangi adımların atılması gerekiyor?
Her yıl tonlarca atık, tonlarca ürün çıkartan hızlı moda markalarının her mevsim yeni koleksiyon çıkarmaktan vazgeçmesi gerekiyor. Bu yeterli bir adım olmasa da çok kapsayıcı bir hamle olabileceğini düşünüyorum. Tüketiciler için ise ikinci el kıyafetleri tercih etmek ya da sürdürülebilirliği, etik üretimi benimsemiş olan lokal markalara yönelmek atılabilecek doğru adımlardan biri.

Doğa dostu bir moda markası olmak için neler yapmak gerekiyor? Ürünün üretiminden başlayıp müşteriye ulaşmasına kadar olan süreçte nelere dikkat etmek gerekiyor?
Üretim aşamasından tutun da kargolama aşamasına kadar etik ve şeffaf olmak gerekiyor.

İlhamınızı nereden alıyorsunuz?
En çok zamandan ilham alıyoruz. 60’ların ve 70’lerin renk ve dokularından, anneanne dolaplarından, eski desenlerden, özgürlükten, müzikten, farklı kültürlerden esinleniyoruz. Tent Project’in tasarımlarına baktığınız zaman bu saydıklarımın hepsini görebilirsiniz.

Tasarımlarınızda ‘olmazsa olmaz’ dediğiniz bir özellik var mı?
70’lerin desen ve dokuları, doğaya ait renkler ve çizgiler.

Tasarımlarınızı diğer markalardan ayıran özellikler sizce nelerdir?
Bence Tent Project’i en özgün kılan özelliği çocuksu, doğal ve neşeli karakteri. Markamızın herkesin gördüğü anda kolayca tanıdığı bir kimliği var.

Tasarımlarınıza nereden ulaşabiliriz?
Ürünlerimizin tamamına internet sitemiz tent-project.com’dan ulaşabilirsiniz.

Tasarımlarınızın fiyat aralığı nedir?
Tasarımlarımızın fiyat aralığı geniş. Örneğin, perde ve koltuklar için dokunmuş stok sonu döşeme kumaşlarından ürettiğimiz şapkaların fiyatı 85 lira; tamamen organik pamuk gabardinden üretilmiş önlüklerimiz ise 145 lira. Daha fazla detay için internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz.

Başa dön tuşu